Merhabalar size bugün  seyahat planlamasıyla ilgili şeylerden bahsedeceğim.Seyahat planlamalarımı her ne kadar gerçekleştirememiş olsam da,  planlama yapmayı seviyorum.Bir yere gitme hissi beni her zaman heyecanlandırmıştır. Planlama yapmak gitmek istediğim yeri görme isteğimi daha da arttırıyor.

Öncelikle planlama yaparken özgün olun.Kendi isteklerinize yoğunlaşın. Kendinize rota çizin.Bu rota üzerinden ilerleyin ki kalacağınız süre içerisinde yapmak istediğiniz her şeyi yapma imkanı bulun.Eğer rotanız şaşarsa panik yapmayın.Bazen bir şeyi yanlış hale getirmek,o şeyi daha güzel bir hale getirir.

Rotanızı belirlemek için gitmek istediğiniz yer hakkında bilgi sahibi olun. Hangi mevsim daha güzel, ulaşım olarak hangi seçenek daha kolay olur,ne yenir ne içilir bunlar gibi kısa araştırmalar yapın.Turistlik yerleri araştırın ve listesini çıkartın. Farklı sosyal medya üzerinden çekilmiş fotoğrafları inceleyin. Doğrusu çok farklı yerler keşfedebilirsiniz.

Gideceğiniz yerin otobüs,vapur veya tren saatlerini araştırın. Konaklama seçeneklerini araştırın.Size uygun olana karar verin. Otel,hostel, öğretmen evleri her bakımdan inceleyin.
Tek başınıza yapmak yerine seyahatinizi aile ve arkadaşlarınızla paylaşın. Bu seyahatinizi daha da eğlenceli kılacaktır emin olun.

1-Gideceğiniz yeri belirleyin.
2-Orada gezmek ve yapmak istediklerinizi listesini çıkartın.
3-Rotanızı belirleyin.
4-Ulaşım ve konaklama ile ilgili araştırma yapın.
5-Biletinizi alın.

Yani durmayın,yola çıkın.

Yepyeni bir başlıkla karşınızdayım. Şimdi kitapçılarda gördüğünüz çok satılanlar listesini unutun. Sizi İzmirli çiftimizle tanıştırayım. Nuray Önoğlu ve eşi Ergun Tavlan  İzmir’de bir kitapçı açıyorlar ve alışılmışlığın dışına çıkıp “çok satanlar” yerine “çok satması gerekenler” bölümü açıyorlar. Ve bu bölüm baya bir ilgi çekiyor. 

Bende onları düşünerek bloguma bir bir bölüm eklemeye karar verdim. Her ay kendimce  “çok satması gereken kitaplar” başlığı altında, sizin için kitap listesi oluşturacağım. Evet şimdi kendi listemizi oluşturalım.

Bence çok satması gereken kitaplar 1;

1-Reşat Nuri GÜNTEKİN
 Acımak


2- Ahmet Şerif İZGÖREN
Şu Hortumlu Dünyada Fil Yanlız Bir hayvandır

3- Robert Louis Stevenson
  Dr. Jekyll ile Bay Hyde



















4-Peyami Safa
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu


5- Sabahattin Ali
Canım Aliye, Ruhum Filiz


6- Buket Uzuner
Bir Siyah Saçlı Kadının Gezi Notlar


7- Emily Bronté
Uğultulu Tepeler


8-Cengiz Aytmatov
Beyaz Gemi


9-Kristin Hannah
Mucizeler Yağarken


10-William Shakespeare
Romeo Ve Juliet




Şimdilik bende bu kadar isterseniz sizde, yorum olarak kendi listenizi yazabilirsiniz.

Merhabalar bu akşam gerçekleşecek Kanlı ay tutulması için heyecanlı mıyız? Ben fazlasıyla.Bence göreceğimiz en güzel ay tutulması olacak ve en uzunu.Fotoğrafçılar için mükemmel bir fırsat olacak ve bizimde gözlerimiz bayram edecek.  Bu kısımı çok uzatmadan size bir kaç bilgi vereyim.

 En uzun süreli ay tutulması olduğunu söyleniyor.1 saat 42 dakika 57 saniye sürmesi bekleniyor ve Türkiye saatiyle 20.14'te başlayacak.Tamamen tutulma 22.30-01.13 saatleri arası gerçekleşecek.
Peki, Kanlı ay nedir?
İsmine baktığımız zaman korkutucu gelebilir ama sadece tutulma sırasında kırmızı renge bürüneceği için  kanlı deniliyor.Dünya, Ay ile Güneş'in arasına girip, Ay Dünya'nın gölgesiyle tamamen karanlığa büründüğünde ve tam Ay tutulması yaşandığı zamanlarda, Ay'ın bize kırmızı renkte görünmesine Kanlı Ay tutulması deniyor.

Kanlı ay tutulmasından burçlarında etkileneceği söylenmekte, burç yorumlarına bakmayı sakın unutmayın!

                               



                                 


                                                                                       Tıklayarak Kedi Evlerine Ulaşabilirsiniz.

Yollarda karşılaştığınız yaralı hayvanlar mutlaka yardım edin. En yakın veteriner götür ve sokak hayvanı olduğunu mutlaka belirtin. Böyle bir imkanınız yoksa Belediyenin veteriner işleri müdürlüğünden yardım alın. ulaşım imkanlarının olup olmadığını öğrenin ve bilgi alın. Ekipler gelene kadar hayvanın başından ayrılmayın, kendi hayvanınız gibi ilgilenin. Ekiplerden daha sonra bilgi almak için kesin ulaşabileceğiniz telefon numarası isteyin.
Barınak telefon numaralarına buradan ulaşabilirsiniz.

Ve en önemlisi onları sevin. Onların sevilmeye o kadar ihtiyaçları var ki. Sevin tüy var bir şey olur,ısırır, tırmalar diye düşünmeden sevin. Bu hem onlara hemde size iyi gelecek emin olun.


Not:Bulduğunuz her kedi köpeği evinize götürmeyin, bir ailesi olabilir.

Evde bakmak isterseniz;
Yatak olarak size şöyle yapımı çok basit bir kaç fikir sunmak istiyorum.





Ama kesinlikle zorla yatırmaya çalışmayın, kediler nereyi rahat bulursa orada yatmayı tercih ediyorlar.

Mama konusunda her zaman aynı mamayı kullanmalarında bir problem yok diye biliyorum.Yine söylüyorum, her zaman mama verme durumunuz olmayacağı için, kendi yediğiniz yemeklerden verin.Siz yine de veterinerden bilgi alın.

Kedi kumu tepsisini kolaylıkla ulaşabileceği ve kimse görmeden kullanabileceği bir yere yerleştirin.Bazen küçük sürprizlerle karşılaşabilirsiniz, kumunu kontrol etmekte fayda var.Ve size küçük bir kolaylık sunayım.


Mutlaka almanız gereken şeylerden bir tanesi de kediler için tırmalama tahtası. Eğer koltuklarınızın sağlam kalmasını istiyorsanız mutlaka almanızı tavsiye ederim.Ayrıca vazo ve çiçekleriniz kedinin giremeyeceği bir odaya koyarsanız bu sizin için daha iyi olur :)

Ve bir kaç tane oyuncak.

Son zamanlarda kitap çıkarmak çok olay bir hal almaya başladı.İnternet üzerinden bir kitleye ulaştığınız zaman, yayın evleri kitabınızı çıkarmak için hazırda bekliyor hale geldi.Hiç kitap yazmayı düşündünüz mü? Şimdilik sizin yerinize ben cevaplandırayım.Bence düşündünüz.Yani kendi hikayesini yazmayı herkes düşünmüştür.Gerçekten parlak fikirleriniz varsa bunları yazmaktan, not etmekten çekinmeyin.Şimdi 'Kitap yazacak olsanız nasıl olurdu?' sorumuza gelelim.

Konusu ne olurdu?
Kesinlikle hayat hikayesi olurdu. Sıra dışı konuları severim ama pek etkilendiğim söylenemez.

Hangi tarihte çıkarmak istediniz?
Ben genelde klasik okuyan biri olduğum için kesinlikle geçmişte yayınlamak isterdim.1920-1930 arası yayınlamak güzel olabilirdi.O zamanlar yayınlayayım ki, benim için günümüzde okuması güzel olsun .

Başrol karakterlerinizin bazı detay özellikleri ne olurdu?
Başrol bence gururlu biri olmalı, gurur her zaman olayların seyrini değiştirmiştir.Her şeyi ayrıntılı düşünen biri olmalı ki gururunu buna karşı yaşasın.Her işini kendi yapacak kadar güçlü olmalı hikayede insanları etkilemek açısından iyi olabilir.

Kitabınızın türü ne olurdu?
Ben mektup veya anı defteri türündeki kitapları seviyorum.Geçmişi anlatan,üzerinde değişiklik yapılamayacak bir hikaye olmalı.

Hangi bakış açısından yazardınız?
Bunu düşünmem biraz zamanımı aldı çünkü emin değilim.Kahraman bakış açısı olabilir.

Kitabınızın isimin ne koyardınız?
Hikayenin içerisinde gurur olacağı için Sınır koyardım.Sınırları olan bir başrol.
Neden bilmiyorum Sınır kelimesini çok seviyorum, her yerde kullanmak istiyorum. Blogumun ismine koymadığım için şaşırdım şuan...

+Bonus
Ağlamanıza neden olan son kitap neydi?
Benim bu zaman kadar ağladığım tek kitap  Çalıkuşu'ydu. Etkileyen kitaplar oldu ama ağlatan hatırlamıyorum...Çalıkuşu'nda Munise'nin ölümünün anlatıldığı kısımda ağlamıştım, o gün Reşat Nuri'nin kaleminin ne kadar harika olduğunu anlamıştım.

Soruları kendime göre cevaplandırmaya çalıştım. İsterseniz sizde sorduğum soruları cevaplandırabilir ya da soru ekleyebilirsiniz.

Birazcık Bilgi;
Andrew Niccol tarafından yazılan ve Peter Weir’ın yönettiği 1998 yapımı bir filmdir.MDb puanı (8,10) olan film 71. Oscar ödüllerinde üç dalda aday gösterilmiştir."En İyi Yönetmen, En iyi Yardımcı Erkek Oyuncu ve En İyi Özgün Senaryo" fakat her üç dalda da ödülü kazanamamıştır.

Film Yorumum;
Öncelikle filmi konusunu okumadan izlediğim için ilk yarım saat çok durgun geçti benim için, ne olup bittiğini anlayamadım daha sonra kafamda bir şeyler oturmaya başladı.Filmin bazı kısımlarında 'Çıldırtınız adamı!' diye baya eğleniyorsunuz ama bir kısımda sadece üzülüyorsunuz.Düşünsenize anneniz oyuncu,eşiniz,en yakın arkadaşınız...Çok üzücü bir durum.

Filmde her gün aynı hayatı yaşayan biri var ve herkes televizyonda canlı olarak onu izleyip yorumlarda bulunuyor.Aslında bizde onun gibi her gün aynı hayatı yaşıyoruz. Biri benim gündelik hayatımı izlese ne kadar sıkılırdı tahmin bile edemezsiniz.AYNEN.

Kendinizi sorgulamaya yönelten harika bir bir film.Yani izleyip de hayatını sorgulamayan yoktur diye düşünüyorum.

                     

                                                   Filmin son son sahnesi için kesinlikle izlemeye değer!
  

                                         

Öncelikle mukbang kavramını açıklayalım.Mukbang yemek yayını anlamına geliyor.Genel olarak canlı yayın ya da Youtube'ta içerik olarak önümüze çıkıyor.

 Mukbang'ın olayı;
Video çeken insanlar canlı yayındakilerle  muhabet halindeyken yemeklerini yiyorlar. Youtube,afreeca tv gibi canlı yayın yapılan platformlar üzerinden yapılıyor.Daha sonra kullanıcılar kaydetikleri yayınları youtube'a yüklüyor.Tabiki Bu videolar fazla bir kitleye hitap ettiği için milyonlar izleniyor.Milyonlardan konuştuğumuza göre bu tip videolarda baya kazanç sağlayan kullanıcılar vardır...
İnsanların farklı kullanıcıları izlemesi için instagramda sayfalar açılmış durumda.Tabiki herkesin farklı görüşleri var.Bazılarına başkasının yemek yemesini izleme olayı tuhaf ve kötü geliyor olabilir ama bazı insanların hoşlarına gidiyor olabilir.

Şuraya bir kaç kanal bırakayım;
-Yuka Kinoshita
-떵개떵
-Dorothy

Ben Korelilerin yemek yemeye oldukça düşkün bir millet olduğundan dolayı ,bu kavramın (olayın) ortaya çıktığını düşünüyorum.Ama ben mukbang olayını ilk Japon Yuka Kinoshita'nın  20 porsiyon döner kebab yeme videosunu izlemiştim.


Bu mukbang olayın benim hoşuma gidiyor ne yalan söyliyeyim.Geceleri uyumadan önce instagramdan yukardan çekilmiş ,yemek yapma videoları yerine mukbangları izliyorum ve onlarla birlikte yiyormuş gibi hissediyorum.Ahh ahh yurt hayatımı böyle geçirdim diyebilirim. Teşekürler mukbang'lar teşekkürler 👏

Merhaba arkadaşlar, ben Seda.Aylar önce hevesle açtığım blogumun ilk yazısını, şu anda yazmaya başlıyorum.
Can sıkıntısından dolayı farklı hobiler keşfedip, onları uygulamaya çalışan biriyim.İşte bu blog benim yeni hobim.Kendi ilgi alanlarımı yansıtmak, edindiğim deneyimlerimi sizlere aktarmak ve her şeyden bahsetmek istiyorum.

Blog yazıları yazmak için daha çok okumam, araştırmam, öğrenmem, kendimi  geliştirmem gerekiyor.Umarım bu noktada yanımda olursunuz ve beni desteklersiniz.
Diğer yazılarımda görüşmek üzere..